30 Eylül 2010 Perşembe

..iki fincan bir adam :.

Bir kadın sevdim ben..
yeni değil.. günler oldu seveli..

Bir kadın'a aşık oldum..
yeni değil..

Dün uykumda kokladım onu.. nasılda sinmiş üstüme, ait hissetmişim kendimi.. saçlarıyla gözlerim bir bütündü, ellerim titriyordu dokunurken.. Bir masaldı kadın kirpiklerimden dökülen.. Kıvrılmıştı saçları ki! nazlıydı bakışları belki sırf bu yüzden.. avuçlarımın arasında süzülüyorlardı az önce.. Dokundukça onlara, kendim oluyordum.. Yoktum, kayıptım sanki.. Boş bir dolaşımdım yeryüzünde.. çıktı geldi saçları; çocuk! dedi.. dön dünyaya.. Döndüm.. döndüm arkamı ki onu gördüm.. uzun elleri, dışa vurmuş bir kalbi vardı.. ellerindeydi kalbi.. dudakları büzüşmüş, kaşları yukarıda, gözleri sanki bendi.. ayakları ve parmakları dans ediyordu yeryüzüyle.. Sevdim, nedensizce katıldım dansına.. Bir balet değildim evet, odundan yontulduğumu sanıyordum hatta.. Aldı beni, dansına karıştırdı..

Uyandım bu sabah,
uyandım ve günaydın dedim.. günaydın kadın! ne de güzel bakışların.. döndü soluna.. sarıldı.. kokladım doyasıya..

az önce 2 fincan kahveyi bıraktım masamın üzerine.. Biri eksildikçe, diğeri yerinde saydı.. E hadi dedim, ses yoktu.. Anladım ki tektim evde.. Oysa ne de alışmaya hazırdım şu kahveleri birlikte içmeye.. Sahi neydi hayat! sorusunun yanıtıydı kadın..

Sahiydin ve sendin hayat! kadınım ..

yine gel :.

28 Eylül 2010 Salı

..deniz şeffaf gökyüzü mavi :.

''ne istediğimizden bahsetmiştim sabah..

buldum..

yada bulmuş gibi yapmayı keşfettim.. Yaptım bunu.. Bugünün en anlamlı olayını gerçekleştirdim ve kendime polyana bir dünyanın varlığından bahsettim.. Bunca gerçeklik yorar oğlum adamı dedim, hem pembe kötü bir renk değildir diyerek kurdum cümlelerimi, bıkmadım, anlattım bana..

Akvaryum

Seffaf ki su, bu mavi oluşumunu gökyüzünü yok sayarak yaşamak haksızlık degil mi? Şayet ben, gökyüzü olsam, incinirim arkadaş.. Basarım küfrü anasını satayım.. Onca uğraş bulutuyla-uçağıyla, paraşütçüsüyle-balonuyla.. Mavi kal onca savaşa.. Güneşe-mekiğe-uyduya.. Sonra deniz mavi olsun.. masmavi olsun hatta.. vay anasını..

Evren bizi dinliyor bugün..
dün gibi bizi dinliyor..
ve yarında dinleyecek Evren..

fikirlerini dizginle diyor içim, korkutuyorsun bizi..
kalbinin durumu ortada,
duru verecek ansızın kalacağız ortada..

ağzının söylediği, içindeki sesten farklı çoğu kez..
e söyledim ya ne istediğimi kızgınlığına bürünüyoruz birde..
''hadi oradan salak.. sen ne diyorsan o işte..''

Karmaşaya bak arkadaş.. Karmaşıklığı bir ipe benzetmek ne derece doğru? düğüm mü gelir akla ip değince.. Bende başka bir şey açmıyor bu kavram.. ip, düğüm, deniz.. haydii. bak yine büründük gökyüzüne..

oohh rahatladım..
gökyüzü mavidir,
deniz şeffaf..
ben..
ben, sahi ben ne rengim arkadaş?

:/

bekle ve gör ..

Zamanın yenilenişi gibi sabahlar.. Eğer ki uykunu istediğin gibi paylaşabilmişsen kendinle, sabahlar yenilenişi gibi insanın.. Çoğu kez ne istediğimizi biliyor fakat hayatımıza yansıtmakta zorlanıyoruz.. Korkularımız yapmak istediklerimizle çelişmeye hazır.. Haydi baskısı var yukarıdan aşağıya.. Mutsuzlaştırmaya hazır olduğumuz bir bedenin savunucularıyız gün içerisinde.. Hep bir başkasının hayatı daha iyilerle nefes alma çabasındayız.. Farkında değiliz bir başkasının da bizim hayatımıza olan özenilmiş bakışlarının.. Sorun yaratmakta üstümüze yok vesselam.. Yeterki istesin insan.. Bu blog ilk açıldığında bir 'merhaba' yazısı yazılmış.. Belli ki artık yazmaya karar verilmiş.. Fakat bugün aylardan eylül, günlerden yirmisekiz.. Uzun bir süre yanlızlaştırılmış, terk edilmiş cümleler.. Yeni bir başlangıç olsun bu blog.. Daha sık yazayım istiyorum bu sabah, ya yarın? Ya yarın sabah?? Bunu yarın ve diğer gün olmadan anlayamayacağız.. Beklemek ve görmek üzere.. Hoşçakalın..

/ İ.Kandemir ..