7 Ekim 2010 Perşembe

mıştım, muştum :.

eve girdim,
ışıksızlığı tercih ederek yürüdüm odalar arası.. Bir şeyler eksikti.. Biliyordum, bulamamış gibi davrandım.. Karanlıkta kendimi görmeden, nefesimi hissederek yol alıyordum.. ki gideceğim yer iki adımlık yel.. bir yelkenliyim ben, rüzgåra muhtaç bir yelkenli..

Rüzgårımdın..
Gecenin bir vakti, küreksiz bir uykusuzluk haliydim..
kara uykuydu ve uyku göründü sesi çok uzakta bir yolcuydu.. Uyuyordun sen, ki böylesi uyumana alışık değildi bünyem.. Kaldıramadı.. Düştü.. Suçlu geceydi ve oda karanlıktı..

Ayağım acıyor,
parmağımdan ses alamıyorum..
sızım sızım kaçıyor benden parmağım..

Islandım,
çiğ yağdı üstüme ve uslandım..
karanlıkta paslandım,
emekledim, bir duvara yaslandım..
gecenin bir vakti yaşlandım..

Soğumuş bir çaydım,
ısıt beni istiyordum..
sarıl ve ısıt beni..
titreyen ellerime dokun,

uyanıktım,
karanlıktım..

kendimle yazışmıştım,
aşk ile barışmıştım,
sessizlikle atışmıştım,
gökyüzüne karışmıştım,

:.

1 Ekim 2010 Cuma

semt soğudu ..

Bugün kış geldi,
kapımızı çaldı, öğle vaktiydi.. açtık kapıyı, içeri girdi..
uzattı elini, doğruldum önce, sonra eğildim! öpüverdim elini..
paltoluk olduk yanında.. ama yüzü sıcacıktı.. hem üşütür, hem ısıtır mı insanı yaşamak..

otur dedim,
otur ve dinlen, üstünden koca bir yaz geçti..
ki sen sevdalısındır erken batan güne..
özlem duyarsın oduna kömüre..

Dertlendi ben böyle deyince, kışın yalnızlığı olurmuymuş deme.. hissettim, olur.. gözlerinin içine baktım, dolu doluydu, güneş değmemiş tenine, anadan üryan seninim diyor dökülen yaprağa.. Geldim gelmesine de dost, denizlerde dalga oldu, lodos oldum boğazda, oysa! oysa aşk bende de baki.. yaprak şaşkın..

Sustukça bende açılıyordu sanki kış.. Masalı mutsuz biten bir ayıydı dili damağı.. Biraz sustukça daha çok anladım.. Az önce ayrılmıştı ayıdan.. iyi uykular diyeli ya beş! yo on dakika olmuş olası.. Balını alan giriyor bir kuytuya.. şenzlonktan, kürekten-kovadan küfür yemek ağrına gitmiş gibi.. Cankurtaranlar asi bizim kışa..

Kalktım;
üzerime kalın bir şeyler aldım, kışa bir çay yaptım.. Kuytuda bir batteniyem vardı dizime sardım..
şimdi camın kenarındayım.. dışarıda erkenden gelmiş uyku havası.. Mantıcı kapatmış, kuaför desen tık yok, ikinci bahar tabelasını açık bırakmış.. garsonlar ellerini bağlamış oturuyor, sokak; sokak lambasının ışığında.. Kediler zamansız yakalandı kışa.. Mart programını aşan anne, her ay doğurabilmenin saadetiyle süzülüyor ortada.. Kırıştırmadığı kalmadı zillinin.. arka bahçe yavru dolu.. miyavlıyorlar senfonik seslerle. Takalar sekiz dedimi kapatıyor motoru, yoğurtçu pudra şekeri gibi sakin, tatlı ve sevecen.. Mahalle desen dizi seti, kahvede ihtiyar heyeti..

Evde bir sessizlik,
akılda sevgili..

Sevgili sevgili,

ile başlayan bir mektubun düşünde kışın ilk günü adam..

derken;
susuyorum,
kalkıp bir bardak alıp elime kulağıma dayıyorum,
duvara yaslıyorum,
dünyayı dinliyorum..


elimde bir üşümüşlük var kullanılmamış,
size hediye ediyorum..

beyler! bayanlar!
mutlu kışlar diliyorum :.


/ Kanlıca | ekim 01 ikibinon :.